Her şeyin dijitalleştiği, yapay zekanın giderek daha fazla konuşulduğu günümüzde demokrasi de artık dijitalleşiyor. “Dijital Demokrasi” kavramının giderek yaygınlaştığı bir dönemde olunduğunu dile getiren Doç. Dr. Dicle Yurdakul, ilerleyen zamanlarda oylama ve seçim sistemlerinin tümden değiştiğine tanıklık edileceğinin haberini verdi.

Son yıllarda elektronik oy sistemlerini devreye alan ülke sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dicle Yurdakul, Estonya’nın bu konuda lider ülke olduğuna işaret ederek, şu anda dünyada, vatandaşlarının ulusal parlamento, Avrupa parlamentosu ve yerel yönetim seçimleri gibi seçimler için dijital oy kullanabildiği tek ülke olduğunu iletti. 2005 yılından beri bu sistemi kullanan Estonya’nın, 2019 ulusal parlamento seçimlerinde yaklaşık 250 bin seçmeninin çevrimiçi olarak oy kullandığını kaydetti.

“Manipüle edilebileceği şüphesi yaygın”

Bu gelişmelerin aynı zamanda elektronik oy sistemlerinin güvenliği meselesini de gündeme getirdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Dicle Yurdakul, “Güvenlik konusu, Amerika’nın son başkanlık seçimlerinde de gündeme geldi ve tartışmalara neden oldu. Özellikle daha önce seçim güvenliğine ilişkin sorunlarla uğraşan ülkelerin vatandaşları tarafından haklı olarak şüpheyle karşılanıyor” dedi.

Amerika’da geçmiş seçimlerde yaşanan Cambridge Analytica & Facebook skandalını hatırlatan Yurdakul, henüz güvenilirliği konusunda soru işaretleri taşıyan elektronik oylama sistemlerinin devreye alınması gibi sorunların, özellikle Rusya ve Çin gibi ülkelerin seçim sonuçlarını manipüle edebileceğine dair şüpheleri arttırdığını vurguladı. Batı Virginia ve Delaware gibi bazı eyaletlerde kullanılan online seçim sistemlerindeki güvenlik açıklarının, MIT tarafından yapılan bir araştırmayla ortaya çıkartıldığını kaydetti. FBI ve Siber Güvenlik Ajansı da dahil olmak üzere alanın uzmanlarının konuyla ilgili tereddütlerini sıkça dile getirdiklerinin altını çizdi. Yurdakul, “Amerika başkanlık seçimlerinin ilk blockchain tabanlı oyu Utah eyaletinde Voatz adlı uygulama üzerinden kullanıldı ve eleştiriler gecikmeksizin yükseldi. MIT’de siber güvenlik alanında çalışan bir grup uzmana göre blockchain ağını oluşturan bilgisayarların potansiyel olarak savunmasız cihazlar oluşu ve altyapı güvenliğine ilişkin sorunlar, bu sistemin hala yüksek risk içermesine neden oluyor. Meydana gelebilecek olan tek bir güvenlik açığının her oylamayı aynı anda etkileyebileceğini ve tüm oyların şaibeli hale geleceği konusunda uyarıda bulunuyorlar” açıklamasını yaptı.

“Çözüm, blockchain tabanlı sistemler ve bulut teknolojisi mi?”

Sorunların çözümünün yine de blockchain tabanlı sistemlerin ve bulut teknolojisinin kullanımında yattığını dile getiren Yurdakul, “Blockchain teknolojisinde veri girişi ve mevcut veriyi değiştirme yetkisinin tek elde toplanmaması ve ağdaki tüm birimlerin onayına tabi olması manipülasyon ihtimalini ciddi oranda düşürüyor. Bu sistemleri geliştiren uzmanların ve şirketlerin de blockchain ve bulut teknolojilerinin kullanımıyla siber güvenlik sorunlarının bertaraf edilebildiğini ileri sürdüler” dedi.

“Güvenlik açıklarının kapatılmasıyla doğrudan demokrasiye daha da yaklaşacağız”

Yurdakul, daha güvenilir sistemlerin inşa edilebileceğine dair beklentilerin arttığını söyleyerek, blockchain teknolojisini daha güvenli hale getirmek üzere geliştirilen “Sharding Mimarisi”nin umut vadettiğini söyledi. Yakın zamanda konuşmaya başlanılan kuantum blokzincir teknolojisinin geliştirilmesi ihtimalini ise heyecan verici bulduğunu ve tüm bu sorunlara tümden çözüm bulabilecek güçte olduğunu savundu. Halihazırda kullanılan sistemdeki seçim ve oy güvenliği sorunlarının boyutları düşünüldüğünde, ortaya konulacak hemen her teknolojik alternatifin daha güvenilir olacağını dile getiren Yurdakul son olarak, “Teknolojinin güvenlikle alakalı açıklarının kapatılması için atılan her adımda, güvenli seçim sistemlerine ve hatta doğrudan demokrasiye bir adım daha yaklaşmış oluyoruz” dedi.